Farklı tarzlarda dünya çapında çeşitli ev örnekleri
Ev, içinde insanların yaşadığı, çevresi duvarlarla çevrili, odalara bölünmüş, kendine ait çatısı ve bazen de bahçesi olan ahşap, toprak veya betonarme yapı. Etrafındaki evlere temas etmeyen ve genellikle kendine has bahçesi olan evlere müstakil ev denir. Ev kavramı mimari bir terimdir ve apartman dairesi gibi diğer barınak türlerinden farklı bir kavramı ifade eder. Bununla birlikte gündelik kullanımda türüne bakılmaksızın her türlü barınak için de kullanılır.[1] Günümüzde tipik bir evde salon, odalar, mutfak, banyo ve tuvalet bulunur.
Tarihçe
İlk barınaklar önceki çağlarda yağış, soğuk hava, yabanî hayvanlardan korunma amacı güdülerek içinde bulunulan çevreye göre değişik şekillerde ortaya çıkmıştır. Buna karşın ilk çağlarda barınaklar insanların sadece kendilerini ve ailelerini doğanın yıpratıcı etkilerinden ve yabanî hayvanlardan korumak için kullandıkları, genelde sadece uyumak için içine girdikleri sığınaklardır. İlk çağlarda insanlar barınak olarak ağaç kovukları veya mağaraları kullanırlardı. Marangozluk ve inşaatçılık bilgilerinin ilerlemesi ile insanlar kendilerine doğadaki malzemeleri kullanarak ev inşa etmeye başladılar.
Evler, birey ya da ailenin sürekli olarak yaşadığı sosyal ünitedir. İçinde bulunulan çağa göre bir yapının ev niteliklerini taşıması için sahip olması gereken bazı kriterler vardır. En az bir tuvalet, yatma ve mutfak ünitesinin bulunduğu yerler ev olarak adlandırılabilir.
Daha ilerleyen çağlarda, günümüzdeki yazlık evlerde olduğu gibi bu dönemlerde de insanlar yaz aylarında ağaç dalları ile kütükleri birleştirip aralarını balçıkla kapatarak kendilerine yazlık evler inşa etmişlerdir. Yağışların evleri yıkması ile de tekrar mağaralarına dönmüşlerdir.
Cilâlı Taş Devri‘nde tüketicilikten üreticiliğe geçiş evresi ile birlikte tarıma başlanmıştır. Aynı dönemde insanlar pişmiş tuğla ve kerpiçten evler yapmayı öğrenmişlerdir. Ürdün, Irak, İran ve Türkiye gibi binyıllar boyunca uygarlığın beşiği olan ülkelerde ilk evler ile ilgili birçok bilgiye ulaşmak mümkündür. Anadolu’da keşfedilen en eski evlerin bulunduğu Çatalhöyük bölgesinde insanların evlerde ilk merdiveni kullandıkları görülür. Dört köşesi yüksek engeller ile kapalı, içine bir merdiven ile inilen bu evler, gerek ilk evler gerek ise yerleşik yaşam hakkında önemli bilgiler sunar.
Avrupa’da ev
Avrupa‘da yerleşik yaşam MÖ 3000’li yıllara rastlar. Bu dönemde evler duvarları yığma taşlardan yapılmış, tavanları sazdan örülmüş ve daima yuvarlak şekildedir. İnsanlar bu dönemlerde zaman zaman evlerde hayvanları ile birlikte kalmışlardır. Isınmak için ise evin içinde, yerde ateş yakmışlar, baca kavramını bilmediklerinden tavanda delikler bırakmışlardır.
Türklerde ev
Türklerin yerleşik yaşama geçmesi 760 yılından başlayarak Uygurlar zamanında olmuştur dense de Orta Asya Türkmenistan‘daki son yapılan kazılarda MÖ 5000’lerde yerleşik düzene geçildiğini gösteren kentsel yerleşmeler, alet- edevat ve sanat eserleri bunun aksini savunmaktadır. Bu kanıtları Aşkabat Devlet müzesinde görmek mümkündür. Türklerin yerleşik düzene geçişleri ve ne zaman göçebe olduklarına dair arkeolojik bilgilere dair büyük bir bilimsel çalışma ve etraflı bir araştırma yapılmamıştır. Orta Asya’da kuraklığın başlamasından önce yerleşik düzene geçilmiş olduğu ancak büyük kuraklıkla mücadele sırasında göçerliğin yaygınlaştığını kanıtlayan bulgular arkeolojik ve antropolojik bulgularla sağlamlaştırılmalıdır. Genel kanı Türkler yazın yaylalarda, kışın ise korunaklı vadilerde Yurt adını verdikleri çadırlarda kalırlardı. Hükümdarın kaldığı çadıra otağ denirdi. Kuzey bozkırlarında göçebeliğin yaygın olmasına karşın daha sulak bölgelerde yerleşik düzenin devam ettiği anlaşılmaktadır. Uygurlar döneminde Orta Asya –Doğu Türkistan‘daki tarım havzasında tarıma devam edildiği sanılmaktadır. Maniheizm‘in halk arasında yayılmasının da etkisiyle yerleşik düzen kalıcı olmuştur. Uygurlar evlerini tuğladan ve kerpiçten yaparlardı. Yerlerde halılar bulunur, oturacak minderler serilir ve evlere ayakkabı ile girilmezdi. Uygurlar kurdukları şehirlere balık adını verirlerdi. Uygurlardan günümüze pek fazla kalıntı olmasa da, Türklerde ev kültürü yıllar geçtikçe gelişmiş ve bugünkü hâlini almıştır. Safranbolu evleri, Boğaz yalıları bu Türk ev mimarîsinin seçkin örneklerindendir.
Bölümler
Günümüz şartlarında kabul gören ev kavramında, evler çeşitli işlevlerde yararlanılmak üzere bölünmüş, her biri farklı şekilde adlandırılan odalara sahiptir. Bir evde bulunması gereken ya da bulunması muhtemel bölümler şunlardır;
- Avlu
- Bahçe
- Balkon
- Banyo
- Bodrum
- Depo
- Garaj
- Hol
- Kameriye
- Kiler
- Koridor
- Merdivenler ve merdiven boşluğu
- Misafir odası
- Mutfak
- Ocaklık
- Oturma odası
- Salon
- Tavan arası
- Teras
- Tuvalet
- Yatak odaları
- Yemek odası
Evlerin dekorasyonu
Gelişen dünya ile birlikte, ev kültürü de değişmiş ve bugün ev sadece insanın hayatını sürdürdüğü bir yer olmaktan çıkmış ve daha fazla insan ile birlikte olduğu bir yaşam alanı hâline gelmiştir. Bununla birlikte evlerin görünümüne daha fazla önem verme fikri ortaya çıkmış ve buna bağlı olarak iç mimarlık ve dekoratörlük gibi meslekler ortaya çıkmıştır.
Evlerin döşenmesi dünyanın her yerinde değiştiği gibi, aynı ülkenin çeşitli bölgelerinde bile farklılık gösterebilmektedir. Türkiye‘de de batı bölümlerinde ev döşemesinde koltuk, masa, merkezî ısıtma kullanılırken, doğudaki birçok evde minderler, yer sofrası ve şömine kültürü hâlâ devam etmektedir.
Evlerin geneli ele alınacak olursa, ülkelerin gelişmiş kısımlarında apartmanlar, toplu konutlar tercih edilirken, kırsal kesimlerde tek ya da iki katlı ev geleneği sürmektedir. Türkiye‘de özellikle büyükşehirlerde hızlı bir kentsel dönüşüm projesi uygulanmaktadır. Proje kapsamında plânsız büyümüş kesimlerdeki çarpık yapılaşma kaldırılarak toplu konutlar ile dönüşüm sağlanmak hedeflenmektedir. Görüldüğü gibi ev kavramı, dört duvarlı, saz çatılı sığınaklardan, yüzlerce kişinin barındığı apartmanlara kadar geniş bir olguyu kapsayan yapılardır.
Ev tipleri
Mesken (ev) tipleri Yerleşme coğrafyasının inceleme konusudur. Bir bölgedeki mesken tiplerinin oluşmasında doğal çevre şartları, toplumun sosyal, ekonomik kültürel yapı ve teknolojik birikim önemlidir. Coğrafi çevrenin etkisi en güçlü olarak kır meskenlerinde kendini belli eder. İnsanlar kırsal alanda ev yaparken genelde çevrenin kendilerine sunduğu malzemeden yararlanırlar.[2] Karadeniz Bölgesinde ahşap ağırlıklı, karasal iklim bölgelerinde kerpiç, Toroslar ve Doğu Anadolu’nun yüksek kesimlerinde taş evler yaygındır.
- Ahşap evler: Karadeniz ve güney Marmara’da ormanlık alanlarda kırsal evler ahşap ağırlıklıdır. Evlerin temeli taştan yapılmıştır. Alt kat genelde ahır, depo veya kiler olarak kullanılır. Tamamen ahşap kütüklerden yapılan evlere çantı adı verilir. Çantı evlerin üzeri hartama denilen ince tahtalarla kapatılır. Hızar atölyelerinin olduğu yerlerde kütük yerine kalın biçilmiş tahtalar kullanılır. Bu tip evlere mahalli olarak kandil yapı veya daraba adı verilir. Ahşap evlerin depreme dayanıklı olduğu 1894 Büyük İstanbul Depremi ve 1970 Gediz depreminde tespit edilmiştir.[3]
- Ahşap karkas ev: Binanın taşıyıcı sisteminin, iskeletinin ahşap olup aralarının çeşitli malzemelerle doldurulduğu ev tipidir. Karkas binanın taşıyıcı sistemini ifade eden İtalyanca kökenli (carcassa) bir kelimedir. Temel yığma taştan yapılmıştır. Yatay ve dikey kalasların arası tuğla, taş veya kerpiçle doldurulur. Taş veya kerpiçle doldurulması durumunda dışarıdan ye kerpiçle sıvanır veya tahtalar ile kapatılır. Kalas aralarına tuğla kullanıldığında sıva dışarıdan yapılmaz, iç kısımdan yapılır.
- Kerpiç evler: Ev yapmak için ağacın fazla olmadığı Karasal iklim bölgelerinde (İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu) topraktan yapılan evlerdir. Saman ve ot ile karıştırılıp, kalıplara dökülen çamur, güneşte kurutularak kerpiç elde edilir. Çatı için uzun ağaçlar yatay ve yan yana uzatılır, üzeri toprak örtülür. Dam özellikle yazın ev halkı tarafından kullanılır. Şanlıurfa‘daki Harran evleri, kerpiç evlerin ilginç örnekleridir.
- Taş evler: Özellikle Akdeniz ülkelerinde yaygındır. Kalker, şist, granit, bazalt, andezit gibi kayaçlar kullanılır. Akdeniz bölgesinde kalker, Doğu Anadolu’da bazalt kullanılır. Taşlar birbirlerine harçlarla tutturulur veya köşe verilerek İnka tekniğinde olduğu gibi birbirine tutturulur.
Resim galerisi
- Milyanfan, Kırgızistan‘da Kerpiç ev
- İstanbul Çengelköy’de terk edilmiş ahşap ev
- Sakarya Kocaali‘de birinci katı taş duvar, ikinci katı Karadeniz‘e özgü ahşap karkas ev
- Tarihi Safranbolu evleri
- İstanbul boğazına nazır Yağcı Şefik Bey Yalısı
- Harran‘daki kubbe evler
- İnka taş işciliği